Spor yazarları Fenerbahçe-Beşiktaş maçını değerlendirdi
EMRE BOL – YAZIKLAR OLSUN!
Her hafta çıkan kadrolara çıldırmamak elde değil! Şampiyonluk yarışında geride kalmış Beşiktaş’ın Kadıköy’de bu kadar pozisyona girmesini bana kimse açıklayamaz. Sosyal medyaya bakıyorum; İrfancan’ı penaltı kurtardığı için yere göğe sığdıramıyor. Oysa hem penaltı pozisyonunda hem de Mert’in kafayla yaptığı hatalı pasında 1 numaralı sorumlu oydu. Zira penaltı öncesi topa çıktı, vuramadı. Kalecilikte kuraldır, ya çıkmayacaksın ya da çıkınca vuracaksın. Mert’in pozisyonunda ise senin o kadar önde ne işin var kardeşim? Kalede beklese hiçbir olmayacak pozisyon geldi gol oldu.

Fenerbahçeli futbolcularda kesinlikle şampiyonluğa inanç kalmamış. İstek, hırs, mücadele yok. Beşiktaş ise kötü geçen sezonda bile daha istekli olan taraftı. Sadece Talisca’nın atacağı serbest vuruşlara ya da dışarıdan atacağı şutlara kalmış bir Fenerbahçe! Mourinho bunun için mi getirildi? Kaleci Mert’in mükemmel oynadığı karşılaşmada Beşiktaşlı oyuncuların taktik disipline harika bir şekilde bağlı kalması karşılaşmanın sonucunu belirledi. Mourinho yine bir İstanbul derbisi kazanamayarak sezonu Fenerbahçe’nin hiç yaşamadığını yaşatarak tamamladı.

Bu takımın içerisi karışık arkadaşlar! Sevgi, saygı, birliktelik diye bir şey kalmamış. Yeni sezonda oyuncuların büyük bir bölümüyle yollar ayrılmalı. Ruhsuzların burada işi yok! Hakem Yasin Kol Fenerbahçe’ye puan kazandırmak için çok uğraştı! Ceza sahası çevresinden Fenerbahçe lehine çaldığı fauller evlere şenlik! Rezil bir yönetim sergiledi. Bir Fenerbahçeli olarak bunu söylemek zorundayım. Çünkü 250 milyon Euro’luk takımın hakeme ihtiyacı olmaz!

TURGAY DEMİR – ŞEREF’İYLE, HAKKI’YLA!
Son iki sezonda bunca teknik adam ve futbolcu değişimine rağmen Beşiktaş’ta değişmeyen bir şey var!… Kartal, kendisinin oyun kurması gereken maçlarda genellikle puan kaybederken, oyun kuran rakiplere karşı ise büyük üstünlük sağladı. Lyon, Bilbao, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor maçları bu tezin en net kanıtlarıdır. Kadıköy deplasmanında Masuaku’yu stopere çekip, savunmanın soluna genç Emrecan’ı koyan Ole Gunnar Solksjaer aslında büyük risk aldı. En Nesry başta, (Talisca hariç) ön bölgedeki Sarı- Lacivertli oyuncuların etkisizlikleri Beşiktaş savunmasının riskli dizilişinin büyük arıza çıkarmasını önledi…

Elbette sadece rakibin pasifliği değildi her şeyi belirleyen; Paulista, Swensson, Masuaku ve Mert de muhteşemdiler. Gedson, Rafa, Hadjiahmetovic, Hekimoğlu Mustafa aynı şekilde… Mert Günok gerçekten bu ligin en iyi yerli kalecisi. Talisca’nın altı pastan vurduğu kafaya olduğu yerden yaylanabilecek çok az kaleci vardır… Yine Talisca’nın kullandığı frikikte çok iyi yere giden topu çelmesi de şapka çıkarılacak cinstendi. Beşiktaş 3.’lük peşinde, Fenerbahçe ise şampiyonluk. Bu şartlarda çok daha iyi motive olmasını beklediğim Kanarya garip şekilde durgun ve gergindi.

Mert Müldür, Skriniar, Çağlar inanılmaz derecede huzursuz bir görüntü verdiler… Mert’in gerginliği bir gole mal oldu, Skriniar ise en az bir kez atılmayı hak edecek fauller yaptı… Beşiktaş birçok derbide yaptığı gibi rakibini bozarak oynadı… İki hafta evvel Galatasaray’ı evinde yenip şampiyonluk ateşini harlandıran Kartal, bu kez de Fenerbahçe’yi deplasmanda yenip zirveyi yeniden şekillendirdi vesselam. Velhasıl kelam; her daim olduğu gibi Şeref’i ile oynayıp, Hakkı’yla kazandı Kartal.

REHA KAPSAL – FATURA!
Derbide; Fenerbahçe galip gelip matematiksel olarak şampiyonluk şansını devam ettirmek istiyordu. Beşiktaş da üçüncülük yarışında yara almak istemediği gibi, moral açısından kalan haftalara daha olumlu bakmayı planlıyordu. Fenerbahçe yine farkı bir diziliş ile yani 4/4/2 dizilimiyle sahaya çıktı. Yeri geldiğinde savunma bekleri yeri geldiğinde hücumda çizgi oyuncuları iç koridora girerek bir birlerine alan açma anlayışında idiler… Bunu zaman zaman doğru yaptılar… Esas konu tuzaklar nereye kurulacaktı. Bu da Beşiktaş’ın kendi sol tarafı ve stoperi üzerinde olmalıydı. Çünkü yumuşak karnı burasıydı. Jose Mourinho’nun da bir planı vardı. Yalnız o planda ortaya bir resim çıkmadı. Sarı-lacivertlilerde çıkan 11’in özelliği top tekniği yüksek oyuncular olması… Ama bu oyuncular karşı yapamadı. Yani ne topla ne de topsuz oyunu kontrol edemedi Fenerbahçe… Sezon bitiyor hala istenilen seviyenin çok altında… Beşiktaş, 4/6/0 oyunu, hızlı geçişleri ve kalabalık orta saha konumlanmasıyla, kafasındaki ilk planı uyguladı ve bunda da başarılı oldu. Birde rakibin yaptığı bireysel hataları bekledi, bu konuda da istediğini elde etti ve Gedson ile golü buldu.

İkinci yarı Fenerbahçe’nin oyununu değiştirmesi gerekiyordu. Oyuncu değişiklikleri de yaptı ama bunlarda olmayınca iş yine karambol ile gol bulma yönüne gitti… Yani akıl konulan oyun değil, duygular ile oynanan oyuna döndü. Birde takımda vurdum duymazlık ve umursamazlık net bir şekilde görüldü… Kafasında ligi bitirmiş Fenerbahçeli futbolcular ve dün akşam tamamen şampiyonluk yarışına havlu atmış oldular. Beşiktaş ikinci yarı yine disiplinli oyunla beraber çok iyi mücadele etti. Takım birliktelikleri gayet iyiydi. Hak ettikleri galibiyetle Kadıköy’den ayrılmasını bildiler. Fenerbahçe için bu maç esasen sezonun özeti gibi oldu… Bu kadar maliyetli hoca ve oyuncu kadrosu, beklentilerin çok altında kaldı… Bu maç bu sezonun ve başarısızlığın özeti gibi… Esas konu bu seneki tarihinin en maliyetli oyuncu ve antrenör kadrosunun başarısızlığı neticesinde bunun bir (faturası) olmalı. Bu da iki yeri işaret ediyor. Ya Başkan Ali Koç ya da Teknik Direktör Mourinho bunu ödemeli…

GÜRCAN BİLGİÇ – SON MEKTUP!
Hem oyun hem de oyuncu “yetersizliğini” üretip, en büyük bütçenin oluşturulduğu sezonu derbi kazanmadan, hatta kaybede kaybede bitiren müthiş bir performans sahibi var orada. Her konuşmasında ekibini savunup, “sorumlu benim” dedikten sonra, yenilginin ardından koşa koşa soyunma odasına giden de orada. Anlayamadığı veya anlatamadığı bir süreç içinde, her rakibine “kazanabilirim” umudu veren görevlendirmelerin sahibi olduğu gibi, ne ofansif ne de defansif “özel fikri” olamayan da orada. Maçtan maça sekiz rotasyon yapabilecek kadar derin ve kaliteli kadronun, böylesine bilinçsiz, plansız oynamasını da anlatamaz. Efektini cebine ve CV’sine koyup, koca bir sezonu taraftara zehir eden bir “jöleli” gerçeği de var karşımızda.

Kadıköy’ü dolduran veya televizyon başında olup isyan edenler de elbette haklı. Hep eleştirirdik taraftarın bu tavrını. “Hele bir maç bitsin, öyle yapın” dedik. Ama sahadaki takım öylesine sinik ve teslimiyetçi ki, Beşiktaş’ın golünden sonra “Takım kazanır” ruhunu vermiyorlar. Milyonlarca taraftarı bu fikre sokan süreç var çünkü. Sahibi de 10 milyon Euro alıyor, bu rezaleti oluşturmak için. Galatasaray’a altın tepsi içinde verdi şampiyonluğunu, üstelik kendi taraftarına “özel eziyet” çektirerek. Solkjaer’in saha içinde dokunuşlarını görüyoruz. Amir’e top geldiğinde, Rashica’yı Mert Müldür’ün arkasından kaçırmaya çalıştığını da gördük. Çalışmış hoca, bir şey düşünmüş. Oradakinin tek özelliği ise kendisine “özel” demesi. Yapsın o zaman doğru ve “özel” olanı… Yazsın son mektubu…

SİNAN VARDAR – DERBİ KARTALI
Derbinin ilk yarısında; Fenerbahçe organize olmakta zorlanırken, Beşiktaş; daha dertli toplu bir görüntü ortaya koydu. Orta saha mücadelesiyle geçen maçta Beşiktaş, Fenerbahçe’ye sadece 1 pozisyon verdi ilk yarıda. Beşiktaş’ın kazandığı penaltı tartışmasızdı. Talisca topu elle kontrol ederken ceza sahası içinde itişmelerde 1 değil 3 penaltı kabak gibi ortaydaydı. Penaltı öncesi Fenerbahe tribünlerinden Gedson’un gözüne lazer tutulması ise büyük rezaletti. Futbolumuzun marka değeri diyoruz; bir şu yaşadığımıza bak; utanç verici! Ama kaçan penaltının ardından Mert Müldür ve İrfancan’ın ortak hatasından Gedson’un topu ağlarla buluşturması adaletin tecelli edişinden başka bir şey değildi.

Beşiktaşlı oyuncular dün karakter ortaya koydular. Siyah-Beyazlı takımda kötü oyuncu yoktu. Mert ve Paulista harika oynadı. Bir takımın kalecisi her şeydir. Mert Günok; Bu takımın her şeyi olduğunu bu maçta bir kez daha gösterdi. Masuaku, Amir ve Gedson da klaslarını gösteren oyunculardı. Dün ilk 11 sahaya çıkan Emrecan ve Mustafa’yı alınlarından öpüyorum. Beşiktaş bu sonuçla Avrupa kupaları için çok önemli bir adım attı. Fenerbahçe’ye ise geçmiş olsun; şampiyonluk umutları dün itibariyle bitti. Dün 90 dakika susmayan dünyanın tartışmasız 1 numarası; Beşiktaş taraftarına da helal olsun. Hakem Yasin Kol’u tebrik ediyorum. Son iki derbiyi de çok iyi yönetti.

MUSTAFA ÇULCU – YASİN KOL İYİDİ
Maça beklendiği gibi 4-6-0 başlayan Beşiktaş kontratakla çıktı, oyunu istediği gibi organize etti. Fenerbahçe’nin yediği golde Mert’in hatası büyüktü. Kaleci İrfan Can’ın da hatası vardı. Oyun Solskjaer’in planladığı gibi geçti. Fenerbahçe dağınıktı, etkisiz ve silik kaldı. Tribünden tepkiler yükseldi. Panikleyen Mourinho’dan oyuncu değişiklikleri geldi. Saha kenarında kendisi zaten dağılmış, kulübede kim varsa sahaya attı, yaptığı bu değişiklerle Fenerbahçe’yi dağıttı bitirdi. Beşiktaş bu akşam galibiyeti hak etti. Galatasaray’ın şampiyonluğu hayırlı olsun. Yasin Kol maçın hemen başında Hadziahmetovic’e yaptığı faul nedeniyle İsmail’e sarı göstermeliydi. Talisca’nın açık olan sağ koluna gelen top net penaltı. Hakem VAR’a yaslanmadan anında doğru kararla penaltıyı verdi.

Penaltı vuruşu öncesinde Gedson’a tribünden lazer tutulmasına karşı hakem reaksiyon-duyarlılık göstermeliydi. Vuruş anında kestiler. 37’de Beşiktaş ceza alanı içinde ortak topta kaleci Mert, erken pozisyon alıp kayarak geldi topa vurdu, devamında olabildiğince küçülüp sakınma eğilimi gösterdi. En-Nesyri ile çarpışma-temas ise kaçınılmaz… Hatta ilk önce En- Nesyri, sol ayağı ile Mert’e temas ediyor, dolayısıyla penaltı yok hakemin devam kararı doğruydu. Bazı kart tasarrufları ve faul kararları tartışılır. Mesela 72’de Fred-Gedson pozisyonunda Fenerbahçe lehine verdiği faul kabul edilemez. Çünkü topla oynayan Gedson’du. 7 FIFA hakemi evde derbiyi ekrandan seyrederken, Yasin Kol’un sahada hem de ikinci derbiyi yönetiyor olması onun adına muazzam bir başarı. Geçen hafta skandal kararları vardı ama bu akşam bu zorlu derbide çok iyi performans gösterdi. Bravo Yasin Kol.
Kaynak: Aspor
Yorum gönder